Gazze Şeridi, Akdeniz’in doğu kıyısında yer alır ve Sina çölünü çevreleyen Levant’ın bir parçasıdır. Gazze, medeniyetlerin yükselişine ve çöküşüne sahne olmuş, tarihi ve kültürel zenginliği ile kozmopolit yapıya sahip bir şehirdir.
Gazze’nin antik çağlardan modern çağlara kadar uzanan zengin tarihi, onun kültürel ve tarihi zenginliğinin, coğrafi ve stratejik öneminin somut bir örneğidir.
Bu makale ile amaçlanan Gazze’nin tarihi dokusuna yakından bakmak ve şehrin geçmişten bugüne uzanan hikayesini ele almaktır.
1- Gazze, Medeniyetlerin Buluşma Noktası ve Doğu Akdeniz’deki Ticaret Limanıdır:
Gazze’nin tarihi, Afrika ile Asya’yı birbirine bağlayan canlı bir ticaret merkezi olarak uzun zaman öncesine kadar uzanıyor. Gazze’nin Mısır’ı, kuzeydeki Suriye imparatorluklarına, Anadolu’ya ve Mezopotamya’ya bağlayan bir ticaret yolu olan antik “Via Maris” üzerindeki konumu, o dönemde, konumunun güçlenmesine katkıda bulundu.
Yüzyıllar boyunca Mısırlılar, Romalılar, Bizanslılar ve hatta Haçlıların Filistin’i fethettiği dönem de dahil olmak üzere farklı imparatorluklar Gazze’yi kendi sınırlarına dahil etmeye çalıştı; bunların her biri bölgenin kültürel ve mimari manzarası üzerinde farklı bir iz bıraktı.
2- Osmanlı Döneminden İngiliz Mandasına:
Ortaçağ döneminin ardından Gazze, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimine girdi ve bu süreç, Kasım 1918’de gerçekleşen Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar devam etti.
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Milletler Cemiyeti’nin Filistin’de İngiliz Mandası’nı ilan etmesi ve İngiliz Mandası’nın bölgedeki uygulamaları, Gazze için yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyordu. Bu süreçte Siyonistler ve Arap toplumları arasındaki gerginlikler giderek artmaya başladı.
3- 1948 Arap-İsrail Savaşı ve Yansımaları:
İsrail’in 1948 yılında Filistin’i işgali, Arap-İsrail Savaşı’nı tetikledi ve Gazze’nin demografik ve siyasi yapısında önemli bir değişime yol açtı. 1949 Ateşkes Anlaşması Gazze Şeridi’nin sınırlarını belirledi ve burayı Mısır yönetimi altına aldı. Gazze, Filistinliler için önemli bir sığınak haline geldi ve demografik yapısı büyük ölçüde değişti.
4- Altı Gün Savaşı ve İşgal:
1967’de gerçekleşen Altı Gün Savaşı İsrail’in Gazze’yi işgaliyle sonuçlandı. 2005 yılına kadar süren işgal, Gazze halkının yaşamını derinden etkiledi.
5- Filistin’in Bağımsızlığı ve Devam Eden Çatışmalar:
Doksanlı yıllardaki Oslo Anlaşmaları ile Filistin’in bağımsızlığının temelleri atıldı. Ancak kalıcı barış umudunun devam eden çatışmalar ve ablukalar nedeniyle defalarca sekteye uğraması Gazze’deki durumun hassasiyetini gözler önüne sermektedir.
6- Değişim Rüzgârları: Gazze’nin Çeyrek Asırlık Çatışma ve Umut Yolculuğu
Geçtiğimiz 25 yıl, Gazze Şeridi’nin tarihinde bir dönüm noktası oldu. Bölge, yaşanan zorluklara rağmen toplumsal ve siyasal dokuyu derinden etkileyen bir dizi gelişmeye sahne oldu.
7- Oslo Anlaşmaları ve İki Devletli Çözüm:
Doksanlı yılların başlarında Oslo Anlaşmaları ile İsrail ile Filistin arasında barış gerçekleşmesi amaçlandı. Anlaşma, Filistin Yönetimi’ne Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde özerklik tanıdı. Bu dönemde, iki devletli çözüme yönelik iyimser bir tutum söz konusu oldu.
8- Artan Gerilim ve Filistin İntifadası:
Ancak gerilimin artması ve 2000 yılında Filistin İntifadası’nın gerçekleşmesiyle barış beklentisi yerini çatışmalara bıraktı. İsrail’in bölgeyi haksız şekilde işgali sonucunda uzlaşma ve iletişim imkansız hale geldi ve bölge Gazze halkının direnişine sahne oldu.
2005 yılında İsrail, Gazze Şeridi’nden çekilme kararı alarak tüm yerleşim yerlerini ve askeri tesisleri boşalttı. Bu durum, 2007’de Hamas’ın liderliğini ve Gazze Şeridi’nin yönetimini beraberinde getirdi. Bu, Gazze’de büyük bir değişimi temsil ediyordu. Bu süreçte İsrail ile Mısır tarafından ablukaya alınan Gazze, dünyadan izole edildi ve halkın yaşam koşulları gittikçe ağırlaştı.
9- Artan Krizler ve Ardından Gelen Çatışmalar:
Gazze’de sonraki yıllarda (2008-2009; 2012; 2014) her biri yıkıcı izler bırakan ve insani durumu daha da zorlaştıran bir dizi saldırı ve askeri çatışma gerçekleşti.
10- Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü ve Filistinlilerin Geri Dönüş Hakkı:
2018’de Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını ve Gazze’deki zorlu yaşam koşullarını duyurmak amacıyla “Büyük Dönüş Yürüyüşü” protestoları başladı. İsrail askerinin büyük tepkisiyle karşılaşan protestolar, uluslararası dikkatin devam eden abluka ve bunun insani etkisine çekilmesini sağladı.
11- 2023 Gazze Krizi ve Boğucu İnsani Durum:
Gazze Şeridi, uzun süreli ablukanın, belirli aralıklarla yaşanan saldırılar ve askeri çatışmaların ve şiddetli insani krizin zorluklarıyla mücadele etmeye devam ediyor. Ekim 2023’te yaşanan son saldırılar neticesinde zaten zor durumda olan sağlık ve ekonomik altyapının çökmesiyle Gazze halkı çok zor koşullarla karşı karşıya kaldı.
Bugün Gazze’de savunmasız sivil halk, işgalci İsrail’in çocuk, kadın ve yaşlılara yönelik hiç gerçekleştirdiği saldırılara maruz kalıyor. İşgalci İsrail, hastaneleri bombalıyor ve evleri yıkılan yerinden edilmiş insanlarla dolu okulları hedef alıyor.
Gazze Halkına Destek Çağrısı:
Hayat Yolu Derneği olarak sizleri Gazze halkının yanında olmaya ve onlara tıbbi malzeme ve gıda gibi insani ihtiyaçlarda destek olmaya davet ediyoruz. Gazze halkını, bu zorlu koşullarda verdikleri mücadelede yalnız bırakmayalım.